29 Mart 2013 Cuma
kuşlara pasaport sorulmaz
devletin ve allahın arasına sıkışmış
yasadışı rüyalarla geçmiş çocukluğuma...
gitmedim
isyan dolu bir gitmek saklı kaldı içimde
boğazıma düğümlenen gitmek,
gırtlağımın orta yerine
bağdaş kurmuş
ne tükürebildiğim gitmek ne de yutkunabildiğim
sevmedim
ne varsa bekleyen sevmemi.
gökyüzüne haykırılmamış bir sevda cebimde
bunu söylememeliyim!
yarısı yanık kibrit
bir de
uzun iki bin paketine saklanmış sevda şiirleri
iç cebimde
haykırsam donacak güneş nefesimden
sıyrılacağım sınırda tellerden
teller derimi sıyıracak
buna dayanacağım.
sınırı geçtiğim vakit bir türkü dolayacağım
inceden dilime
işte o zaman türküm
eritecek türküm buzdan dağları!
uçsuz bucaksız ovalar geçerek
göz pınarlarında yıkanmış kelimeler getireceğim şehre,
kelimeler,
etten ve kemikten.
hayır!
çekiç sesleriyle yoğrulmuş demirin buyruğuna
itaat etmeyeceğim,
öpülmemiş yanakların türküsü de güzeldir
öpmeyeceğim!
ve tamah etmeyeceğim
kanla karılmış ekmeğe!
şimdi başka ne olabilir derdimiz
kuşlardan başka?
bir yanda siz: devlet, sanayi, makine ve fabrika.
öte yanda Allah, ben ve
çalamadığım mızıka!
Ahmed Doğan
30.03.2013
17 Mart 2013 Pazar
Otonutuk
sıktığım yumruğu teslim almamalı naif bir el.
çün
ellerin sıcaklığı yumuşatıyor kinle dolan yürekleri.
hayır! tetikten vazgeçemez parmaklarım.
ki
sıcaklık içimi ürpertiyor, bu kadar kolay
erimemeli yılar yılı inandığım buzdan dağlar.
ne olsundu başka?
yüreğim devrilirken meydanlarda
çekilen tüylerim hayıracak iç sesimi:
"pes etme ey yüreğim. alanlara!"
Ahmed Doğan
08.03.2013
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)