30 Temmuz 2012 Pazartesi

Bİ’ MİLYON YIL GERİDEN GELEN BİR HAYAT VAR



-Arkanda! Kaç, çabuk, vurulacaksın!
-Öldürdüüüm!
Yatağa fırlattı playstation kolunu. Arkadaşıyla el çakışıp bir sonraki leveli başlattı.
Bu kadar kolaydı öldürmek, bu kadar haz vericiydi…  Öldüğü zamanlarda olmuştu ama olsun leveli yeniden başlatabiliyordu, 3 canı vardı. Acımasız olan kazanırdı.
“Yediği önünde yemediği arkasında” olmasa da âlâ yemekler yapan annesi, internet paralarını ödeyen babası vardı. Eline tabanca versen tutamaz, tetiğe dahi dokunamaz belki ama oyundaki tüm silahların adını sanını hangisinin daha iyi olduğunu, kurtulmanın tüm stratejilerini bilirdi.
 ***
-Arkanda! Kaç, çabuk, vurulacaksın!
Soluk soluğa kalan küçük yüreğine elini basıp duvarın önüne sindi. Bugün de ölmemişti… Yeniden yaşama dönmesinin mümkünü de 3 canı da yoktu onun! Onun coğrafyasında tek seferliğine ölünüyordu. Stratejileri yoktu kurşunlardan ve bombalardan kurtulmanın, çünkü ölüm küçük kardeşiydi elinden tutup yanında götürdüğü. Zafer de ölüm de “bugün olmazsa yarın, bir gün mutlaka”…
***
-Felaket! Haberin var mı popun kralı bu haftanın rüküşü seçilmiş!
 Hararetli hararetli anlatmıştı arkadaşına biraz önce magazinde izlediğini. Onun için haberler; “ünlüler” ne yapmış, ne giymiş, nerde kimlelermişden ibaretti. Filistinli Fatma nerde, Afganlı Şamil nasıl hiç düşünmemişti şimdiye değin. Ramallah desen kıyafet markası sanırdı. Bi’ milyon yıl öncede kalmıştı muhakkak ki hakiki ünlülerin şehit olan Fatmalar ve Şamiller olduğunu bilmiyordu.
***
Aklını avucuna almış ellerinin arasında ovuşturuyordu… Tak diye gösterdi Naypyidaw’ı. Birçoklarının adını dahi duymadığı ülke Myanmar’ın başkentini… Alkışlar koptu sınıfta, gururla oturdu sırasına. Coğrafi bilgisine çok güvenirdi. Lakin adlarını bilip haritada tak diye gösterdiği o coğrafyalardaki insanların yaşama tutunmak için verdiği mücadelelerden, çektikleri ıstıraplar bihaberdi. Gerçi önemi de yoktu oralarda kimlerin yaşayıp kimlerin göçtüğünün, kutsal olan kuru ezberi bilgiydi onun için.
***
Gözlerini kapayıp avuçlarını açtığında dilinden hiçbir kelam dökülmüyordu artık. İdrakindeydi imtihanının. Aralamaya çalıştı dudaklarını, günlerdir damağına yapışan susuzluk izin vermedi açmasına, kalbini konuşturdu bu kez:
-Rabbim, milyon yıl geriden mi geliyor etrafımızdaki insanlık? Varlığımızdan bihaberler mi? Topraklarımızın barındırdığı zenginlikleri çalıp kaçarlarken suyumuzu da mı sömürdüler? Ve yoksa ahımız mı tuttu da kör oldular görmezler mi, sağır oldular duymazlar mı bizi?
Bitmeyecek hikâye ve döndükçe dünya birileri hep geriden gelecek, duymayan, görmeyen, bilmeyen…  Büyük hayaller kurmaya fırsatları olmayan çünkü mücadelenin ortasına doğan yaşamların hemen kıyısında onların umutlarından, feryatlarından, düşlerinden, acılarından ve sevdalarından habersizce bi milyon yıl geriden gelen bir hayat var…

Büşra Apaydın

27 Temmuz 2012 Cuma

Yakın Tarih

Cipsimin içinden taso çıktığı vakitlerdi. 
Prospektüsleri seri bir şekilde okuyabilmek 6 yıl tıp okumaya eşdeğerdi. 
Kirlenmek bile güzeldi, 
kirlenen namus değilse tabi.. 
Günaşırı dizim kanıyor bir süre ağlıyordum.
Ve birşeylere çok üzülüyordum anlamaksızın sebebini.. 
Anneler ölü doğum yaparken hep yüreklerine mi defnederler cesetleri? 
İnsanın aklı erdikçe acıların çapı mı büyüyor, 
yoksa genişliyor mu çevreleri?

-Bilmem. 

Bir intihar gecesi sonbahar etti babam benim. 
Cehenneme bir santim daha yaklaştı insanlık. 
Belki de derecesi yükseliyordur acıların, yaklaştıkça sıcağa. 
Evet, öyle sıcak ki cehennem, 
artık benim bile aklım eriyor bu konulara...

Ne yapsak alttan alıyorsun Rabbim. 
İçine mi atıyorsun bilmiyorum ama bir gün! 
bir gün fena patlayacaksın diye korkuyorum.

üç/ekim/ikibinonbir
Ahmed Doğan

25 Temmuz 2012 Çarşamba

Her Gece Bir Şiirdir



Gel biz seninle kaybolalım dost
Mühürsüz kağıtlara
Mühürsüz evlere hapsolalım
Başka bir dünya değil de
Varın içinde yok olalım
Aynalara bakmaz pek bizcil değil
Biz seninle gökyüzüne bakalım
Susma
Bana sevgini söyle
Bana derdini söyle
Ben ağlayayım
ve sen
ne kadar güzel ağlıyorsun de
Soğuğun ve kavganın vaktinde
Anlaması zor cümleler kur bana
Cümleler birbirine girsin harfler karışsın
Kafam karışsın
Devran dönsün
ve bu sefer cılız çocuk kazansın oyunu
Bir şarkı çal bana
Gecede kaybolan
Gecede kaybettiren
Belki kötü alışkanlıklara sürükleyen
Mesela sigara dumanına hapseden şarkılar
Tanrıya götüren şarkılar
Sen ve ben
Ben ve sen
Gel biz seninle kaybolalım dost
Mühürsüz kağıtlara
Mühürsüz evlere hapsolalım

Hatice Kurul

hayedeh'e dair


müziğin sesi duyulur.uzun soluklu bir müzik.tuhaftır.öyle hissettirir.birden karıştırır iç
aleminizi karışık enstrümanlar.çok kaliteli olduğunu söyleyemezsiniz belki ama o duyguları
nasıl bu kadar iyi verdiği çok tartışma götürür.akıl ve kalp bağlantılarınız yavaş yavaş
koparken o başlar.usul usul damarınıza giren,kanınızı yavaşlatan,bazen uyuşturan,isyan
damarlarını tıkayan,devrim yollarını kesen o ses...o,zaman zaman tiz ama hep derinden
gelen delici ses.nerde bir acı varsa getirip içinize koymaya niyetlenmiştir.anlarsınız.asırlık
anlaşılmamışlıkların,yarım kalmışlıkların,sevdaların içine atıverir sizi. yaşanmışlıkların,
yaşanmamışlıkların,yaşanamamışlıkların içine...çalkantı içinde durağanlık,curcuna içinde
dinginlik...öyle bin türlü zıtlıktır işte sesi.anlamanın bir akılla olabildiğine inandırılmışlar,
anlamaktan-anlamamaktan bahsedebilirler.oysa her bir hücreniz anlar.ve kalbinize giden
bütün damarlar.
zaman zaman da titrektir o ses.öylece de sarar bünyenizi.kollarınız bağlanmış
zannetmeyin.ya da zannedin.hareket etmek istemeleri pek mümkün olmaz çünkü.çok hikaye
tanıyabilirsiniz iyice sokulursanız kıyısına.aslında bu,fars müziğinin genel özellikleri
arasında pekala sayılabilir.birde nasıl becerir bilmem o koca koca dağları küçücük yüreğinize
sıkıştırmaya çalışır.bir yürekte bir dağ taşınır mı?onu da bilmem.zaten beni aşar.herkesin
kendi yüreğine kalmış.bir de bana kalırsa ,aslında kendisi de buna niyetlenmiş ama yüreciği
dayanamamış ve genç yaşta göçüp gitmiştir.ilkin `ey khoda(rab,tanrı)` şarkısını dinlediğimde
beynimde çıkartılamamış bir mermi mevcudiyeti ihtimali üzerinde durmuştum.`faryad` ve
`to ham boro ey bivafa`yı dinledikten sonraysa daha öncesinde yoksa bile artık bir mermi
taşıdığımdan emindim.(bu arada `masti` ve `khoda hafez`i de analım ki haksızlık etmiş
olmayalım.)feryad ediyordu bu kadın,birşeyler haykırıyordu.allahım diyordu `allahım
umudumu alma benden`.o feryad ediyordu ve biz efkarımıza engel olamıyorduk.
bu benim hayedeh`im işte. onu dinlerkenki halet-i ruhiyenizin onu ve sesini
anlamlandırmanızdaki etkisi elbet büyüktür.herkes kendi hayedeh`ini dinlesin,bulsun o
zaman.iran`da mevcut rejim kadın sesini yasaklamış ama köşe başlarında,seyyar
 tezgahlarda
satılan hayedeh kasetlerine bir türlü engel olamamış.öyle bir sestir işte hayedeh...



(not:şarkıların dinlenip ciğerlerde hissedilmeksizin sözlerinin okunması,yazıyı kaleme almış
kişiyi üzecektir.)


Ey Khoda / hayedeh-to ham boro ey bivafa


"ben yalnızım, yalnızdır yüreğim/yarınsız gece gibi yüreğim/kaptansız gemi gibi/denizin
göğsünü yarmakta yüreğim/sen ey sevgi dolu tanrım/ey kimsesizlerin sığınağı tanrım/gam
taşlarıyla kırma bir daha/billur cam gibi yüreğimi/sende git ey vefasız/alma ağzına benim
adımı/yaralı kalbim yabancılaştı/istemiyor artık seni/sürme artık benim izimi/anlatma artık
yürek sevgisini/yüreğim kırıldı ayaklar altında/istemiyor artık seni/sen ey sevgi dolu tanrım/
ey kimsesizlerin sığınağı tanrım/gam taşlarıyla kırma bir daha/billur cam gibi yüreğimi."

Ümmügülsüm Altıparmak


22 Temmuz 2012 Pazar

Devrime


YİNE Mİ?
Afganistan’dan haber mi var Cahit abi? Yine mi Ruslar Çeçenistan’a girdi?
Ya Doğu Türkistan, her zamanki gibi güçsüzler mi? Yinemi tanklar yürüyor Grozni ‘de?Peki ya hangi soysuz bombaladı benim Mostar köprümü? Neden birikiyor o ormanda mavi kelebekler? Hani diyorya bütün dualarına amin diyoruz Aliya . Bütün dularına amin demekle mi kalıyor peki ? Bağdat,Bağdat,Bağdat neden ama? Gelin bizi siz öldürün diyorlar bir düşünsenize! Hep düşünüyoruz zaten değil mi? Faliyetsiz düşünceler… Ne işe yararlar ki bir kurşun, bir darbe , bir lanet olarak küffarın üzerine yağmadıkça?Hani hani bir zamanlar birliktik ya…Güçlü idik . Nedir bizim birliğimize engel olan? Müslüman bir Kürt mü Arap mı Türk mü Alevi mi Sunni mi Şii mi ? Nedir kardeşim Allah aşkına ?
Ha bu arada ;
Filistin mi dediniz? Filistin hani şu İslamın kanayan yarası olan.Hani Avrupa devletlerinin üzerinden rant sağlamaya çalıştıgı.Filistin mi dediniz?Dünya ya savaş içinde göz açan çocuklarla dolu olan ve hayatları bir İsrail askerinin namlusunun ucunda olan.Hani hani hayatını İslam için cihad ederek geçiren babasının acımasızca ve kalleşçe şehit edilmesine seyirci kalan.Filistin mi dediniz?Biri Filistin mi dedi?Peki ya aranızdan birisi şu soruyu cevaplasın o zaman
‘’ Küçük çocukları küçük mermilermi öldürüyor anne?’’
LEN NEĞTARİFE Bİ İSRAİL
LEN NEĞTARİFE Bİ AMERİKA
LEN NEĞTARİFE Bİ KÜFFAR


Ali Ramazan KAFALI